Enerji Koruma Kalkanı

Bazen çok yorgun hissettiğin, tükendiğin ve pilim bitti dediğin oluyor mu? Yalnız değilsin çoğumuz gün içerisinde kendimize bilinçli veya bilinçsiz bir sürü görev atayıp, yapılacaklar listesinin sonsuz tiklerinde kaybolan bir girdaba istemsizce sokuyoruz ve bunun farkında bile değiliz.

Sonuç mu kısa süreli bir tatmin ve sonrası derin bir enerji tükenmişliği ve Kocaman yetersizlik hissi.

Kısa süre önce bu konuya takmıştım, enerjim yetmiyor, gün bitiyor ne yapabilirim, sebebi demir eksikliği kansızlık mı? Doktorlara her gittiğimde laboratuvardan veri (ki bu çoğu zaman kan testi oluyordu) isteyip, tamam kansızlıktan bu demelerinden usanmıştım. Başka bir şey olmalıydı, kansız, kronik stres, trafik liste uzayıp gidebilirdi.

İyi de benim uzayıp giden bir listeden çok aksiyon almaya eyleme geçme ihtiyacım içimde hızla büyüyordu.

Okuduğum sayısız yazıdan sonra hayatımda minik uygulamalar yaptım ve gerçekten işe yarıyordu, sevinç muazzamdı. Adeta bir deney titizliğinde kendi üstümde çalıştım.

Bu mini yazıyla sizlerle deneyimlediğim ufak şeyleri paylaşmak istedim ki benim gibi enerji kaçağı yaşayanlarınız varsa belki bir nebze de olsun yardımcı olur.

Enerji Koruma Kalkanı oluşturan birkaç bileşene aşağıda listeledim:

1. Herşeyi bugün yapmak zorunda değilsin. Gerçekten acil olan şeyleri senin için önceliklendir ve diğer şeyleri ötele, bugün hayatının son günüymüş gibi keyif alabilirsin fakat önünde daha bir sürü gün var. Vücudundaki stresi de azaltacağı için stresin yarattığı yorgunlukta kaybolacaktır.

2. Bugünün enerjisi yarına aktarılmıyor ki. Her gün harcıyacağımız enerjimizin o güne özel olduğunu ve ertesi güne aktarılmayacağını düşünürdüm. Oysa ki günlerce kendinizi hırpaladığınızda ve tüm enerjinizi harcadığınızda kümülatif olarak bir birikmişlik ve enerji tükenmişliği oluşuyor. Evet kendinize enerji saklayabilirsiniz ve bu enerji sonraki günlerde sizlerle birlikte olur ve gün içerisinde kendinizi enerji koruma moduna alırsanız kimse zarar görmez.

3. Düşünceleriniz en yakın dostunuz da olabilir düşmanınız da. Gün boyunca sizi yerden yere vuracak, kötü hissettirecek şeyler düşündüğünüzü varsayalım, nasıl hissederdiniz tabiki de berbat, tükenmiş, enerjisi sönmüş. Peki şimdi de harika düşünceler gün boyunca kafanızda, hisler muazzam, bu nasıl hissettirdi, şahane di mi? Düşünceleriniz sizi vezir de edebilir rezil de, yine içsel bir durum olduğu ve sizi dışarıdan kimse görmeyeceği için, duygu durumlarınızda bir o yana bir buy ana savrulup durulurken kendinizle baş başasınız. Kendinizi gözlemleyin ve isterseniz not alın, kötü düşüncelerle savrulduğunuz bir gün enerji seviyeniz nasıl ve tatile gittiğiniz ya da gönlünüze göre geçirdiğiniz bir gün olduğunda nasıl. Düşünce şeklinizi değiştirdiğinizde enerji kaçaklarınızdan belki de en önemlisini kapamış olacaksınız.

4. Zihnin besinleri. Zihin her gün gördüğünüz binlerce şeyi luuup diye içine alıyor ve bir yerelere konumlandırıyor, isteseniz de istemeseniz de. Takip ettiğiniz haberler (ki genelde ilgi çekme amacıyla abartılarak yansıtılıyor), izlediğiniz filmleri hepsini zihniniz afiyetle alıyor, sonra başlıyor içinizdeki hikaye yazıcı kurgulamaya, duygularınızı tetiklemeye, hoop al sana bir enerji kaçağı daha. Zihninize ve size iyi gelen şeyleri izleyin içinize alın, içselleştirin. Hassas olmalıyım, sorumlu bir bireyim vb kavramlarla birşeyleri takip etmediğinizde ve izlemediğinizde duyarsız biri olmuyorsunuz, aksine kendinizi koruyup yine yardım eli uzatmak istediğinizde daha güçlü bir yerden hareket edebiliyorsunuz. Siz iyiyseniz bu Dünya’da bu Evren’de iyi bir yer, önce iyi olarak var olmaya kendimizden başlamalıyız.

5. Yeme alışkanlıkları. İşte bu en çok zorlandığım nokta özellikle kış aylarında ve şu pandemi zamanında, dolayısıyla her ne kadar şu sıralar kendimi kısıtlamasam da yazın bunu denemiştim. Akşam 18:00 – 19:00’dan sonra bir şey yemedim (maksimum salatalık yedim) ve sabah daha dinç enerjik tam da istediğim gibi uyandım. Bu saatlerden sonra bir şey yediğinizde vücut gece boyunca onu sindirmek için mideye kan iletiyor dolayısıyla rahat bir şekilde dinlenemediği için sizin enerjinizden kesintiyle uyanma gibi bir durumunuz oluşuyor.

6. Enerjinizi arttırıcı aktiviteler. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır misali mutlaka size de iyi gelen harika hissediyorum dediğiniz bir aktivite vardır. Benimkileri listelemem gerekirse, dans etmek (hemen hemen her yerde, deli sanırım denmesini göze alarak 😊), şarkı söylemek, Kundalini yoga pratiğim, sahilde ve doğada yürüyüş, sevdiğim insanlarla konuşmak, yelken yapmak ….. liste uzar gider. Hayattaki zevk ve acı mekanizmasında, seni heyecanlandıran içindeki pırıltıyı parlatan şeyleri ne kadar çok arttırırsan o kadar çok parlarsın ve sonucunda da enerjik ışıl ışıl bir sen olursun.

7. Meditasyonla gelen içe dönüş. Gün boyu yalnız kaldığın anlar neler şimdi yazıyı bırak ve bir düşün. Çok sayılı dimi, uyku, duş belki araç kullanırken. Ya düşünceler onlar hep seninle dimi ve kurtulamıyorsun belki, ah bir gitseler diye hayal ettiğinde oldu belki. Üzgünüm ama onlar hep orada kalacaklar ve aslında tam de senin için varlar. Sanılanın aksine, meditasyon düşünceleri senden ayrıştırmıyor onların farkında varmanı ve otomatik tekrarladığın düşünceleri, olaylara verdiğin tepkileri farketmeni sağlıyor, kendini daha yakından ve iyi tanıman için yol gösteriyor.

Kolay mı peki? Hiç sanmıyorum, belirli bir adanmışlık, sabır ve zaman gerekiyor.

Ve üzgünüm sanılanın aksine her gün tekrar yapman gerekiyor, hiç dişini fırçalamadan yattığın bir gün oldu mu, sanmıyorum. O zaman meditasyonu da her gün yapman gerekiyor. Başlarda zorlasa da sana uygun bir tarzı bulduğunda bir bakmışsın ki tanıdık bir yer gibi, hani şu sürekli yemek istediğin şeker, çikolata gibi canın çekiyor ve hadi yapayım diyorsun, kendiliğinden

Meditasyon alışkanlığı hayatına yerleştiğinde de düşüncelerin efendisi olup, çoğu zaman zihin hikaye yazmadan müdahele edebiliyorsun ve enerjin sana kalıyor.

8. Sınırını çiz. Neredeyse her şeye kolay erişimin olduğu ve erişilemediğinde garipsendiği bu çağda, sosyal media en sıklıkla zaman geçirdiğimiz yer. Fakat en çok enerjimizi hüüüp diye içine çeken yer olduğunu farkettin mi hiç. Sosyal medyaya girmeden önceki enerjini gözlemle sonra bir süre zaman geçirdikten sonraki, farkı gör, farket. Kendine bir sınırlama getirebilirsin ama zorlamalı değil zarifçe ve nazikçe günden güne azaltarak. Bir diğer sınırlamayı da insanlar için, durumlar ve olaylar için yapabilirsin. Kendi enerjini farket ve onu koru, sonrasında diğerlerinin elinden tut, yoksa ne kendine ne onlara yardımcı olabilir. Ne de içsel gücünle olayları değiştirebilirsin.

İşte bana iyi gelen ve günlük hayatıma uyguladığım enerji koruyucu birkaç şey.

Yazıyı keyifle yazdım ve su gibi aktı. Umarım sen de aynı şekilde okursun ve sana mini bir rehber olur.

Ruhum ruhunu selamlıyor ve kalbim kalbinin önünde tüm sevgisiyle eğiliyor.

Sat Nam (Gerçek olan benim kimliğim)

Müge